Gliserin, vücutta yağ metabolizmasının bir parçası olarak doğal olarak bulunur. Ciltte su çekici özelliği ile nemi artırdığı ve genellikle kuru veya hassas ciltler için kullanılan ürünlerde yer aldığı bilinir.
Gliserin diğer adıyla gliserol, renksiz ve kokusuz bir sıvıdır. Kimyasal olarak kararlı ve çok yönlü olduğu için yaygın şekilde kullanılır. Biyodizel üretiminin yan ürünü olarak elde edilir ve kozmetik, gıda, ilaç sektörlerinde ve hayvanlar için enerji kaynağı olarak kullanılır. Gliserin, üç hidroksil grubuna sahip bir polioldür. Bu da onun su tutma özelliğini artırır ve cilt bakım ürünlerinde nemlendirici olarak kullanılmasını sağlar (1). Ayrıca kimyasal tepkimeye girme yeteneği ve yüksek kaynama noktası sayesinde, sanayide alkid reçineleri, tütün ürünleri ve gıda işleme gibi alanlarda da kullanılır (2).
Bu yazıda gliserinin ne olduğu, ne işe yaradığı, nasıl kullanıldığı ve faydalarının neler olduğu gibi konuları ele alıyoruz.
Gliserin, nemlendirici ve dengeleyici özellikleri nedeniyle kozmetik, ilaç ve gıda sektörlerinde yaygın olarak kullanılan bir maddedir. Gliserin formülü, bu ürünlerin içerisinde sıklıkla görülür. Vücutta yağ metabolizmasının bir parçası olarak doğal olarak bulunur. Ciltte su çekici özelliği ile nemi artırdığı ve genellikle kuru veya hassas ciltler için kullanılan ürünlerde yer aldığı bilinir. Güvenliği birçok çalışmada değerlendirilmiş ve genellikle kabul edilebilir bulunmuştur (1).
Gliserin, nem tutucu (humektan) özellikleri sayesinde ciltte nemin korunmasına yardımcı olabilir, bu nedenle kozmetik ve farmasötik ürünlerde yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Dış kulak kanalındaki seboreik dermatit tedavisinde ve kulak kirini yumuşatmak amacıyla damla olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Cilt bakımında ise gliserin özellikleri arasında cilt bariyerini güçlendirdiği ve nem dengesini koruduğu ifade edilmiştir. Ayrıca tıbbi formüllerde kayganlaştırıcı ve yatıştırıcı ajan olarak da yer almaktadır. Araştırmalar, cilt yumuşaklığını desteklediğini ve nemli ortam sağlayarak yara iyileşmesini destekleyebileceğini göstermektedir (3).
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Gliserinin, seyreltilmiş halde veya formüle edilmiş bir ürün içinde doğrudan cilde ya da saça uygulanarak kullanıldığı bilinmektedir. Kulak bakımında ise gliserin damlalarının, kulak kirini yumuşatmak ve otitis externa gibi durumlarda tahrişi azaltmak amacıyla kullanıldığı belirtilmiştir Cilt bakımında temizleme işleminden sonra ve nemlendirici öncesinde uygulandığında, nemi hapsetmeye yardımcı olduğu ifade edilmiştir. Klinik çalışmalarda gliserinin antibiyotik veya steroidlerle birlikte formüle edilerek enfeksiyon ve inflamasyon tedavilerinde test edildiği belirtilmiştir. Ayrıca, tedavi amacına bağlı olarak oral ya da rektal formüllerde de yer alabilir (4).
Göre kulağa gliserin damlatmak eyleminden sonra, hastaların birkaç dakika boyunca başlarını yana eğik tutmaları gerektiği belirtilmiştir; bu pozisyon, gliserinin kulak kanalına tam olarak nüfuz etmesini sağlamaktadır. Bu yöntem, kulak kirini yumuşatmak ve inflamasyonu hafifletmek amacıyla uygulanır. Gliserin damlaları ile antibiyotiklerin karşılaştırıldığı bazı klinik çalışmalarda, gliserinin semptomları hafifletmede etkili olduğu ancak akut enfeksiyonlara karşı daha yavaş etki gösterdiği belirtilmiştir. Semptomlar devam ederse veya kötüleşirse, tıbbi değerlendirme önerilmektedir. Ayrıca kulak damlalarının aşırı kullanımı, kulak florasında dengesizlik veya tahriş gibi istenmeyen durumlara yol açabileceğinden önerilmemektedir (3).
Gliserin faydaları arasında şunlar yer alır:
Glisin cilde etkileri arasında şunlar yer alır (5, 8, 9):
Gliserin saça faydaları arasında ise şunlar yer alır (10):
Saç Kalınlığını ve Esnekliğini Artırma: Gliserin, saç kalınlığını, çekme direncini ve esnekliğini artırdığı bilinmektedir. Özellikle perma gibi işlemler sırasında gliserin içeren formüllerle yapılan uygulamalarda bu etkiler gözlemlenmiştir. Gliserin, saç telinde su tutulumunu artırarak nem kaybını azaltır, böylece saçın daha sağlıklı, canlı ve parlak görünmesini sağlar. Saçın yapısal dayanıklılığı artarken, esnekliği de güçlenir. Bu, saçın kırılma ve dökülmeye karşı direnç kazanmasına yardımcı olur.
Saçın Yapısal Desteklenmesi: Elektron mikroskop analizleri, gliserinle işlenmiş saç tellerinin yüzeylerinin daha düzgün olduğunu ve yapısal hasarın azaldığını göstermiştir. Bu, gliserinin saçın dış yapısına olan olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Saç telindeki düzensizlikler ve hasar gliserin uygulamasıyla daha az belirgin hale gelir, bu da saçın daha sağlıklı ve güçlü görünmesini sağlar.
Hyaluronik Asit ile Birlikte Kullanım: Gliserin, hyaluronik asit ile birlikte kullanıldığında, saçtaki nem ve kuvvetin daha da arttığı ifade edilmiştir. Bu kombinasyon, saçın nem dengesini artırarak kuruluk ve matlık sorunlarını giderir. Saç telleri daha pürüzsüz hale gelir, nem kaybı önlenir ve saçın doğal ışıltısı ortaya çıkar. Yapılan bu çalışmalar, gliserinin saç lifi üzerindeki olumlu nemlendirme ve yapısal destek etkilerine dikkat çekmektedir.
Gliserinin kulağa etkileri ise şunlardır (11, 12):
Kulak Kiri Temizliğinde Gliserin Kullanımı: Akademik makale sonuçlarına göre, kulağa gliserin damlatmak, kulak kanalında birikmiş kulak kirini yumuşatmak ve çıkarılmasını kolaylaştırmak için kullanılan serumenolitik bir ajan olarak bilinmektedir (Burton & Dorée, 2016). Gliserinin, kulak kirindeki lipitleri ve keratin yapılarını parçalama etkisi olduğu belirtilmiştir. Bu özellik, kulak temizliğini daha verimli hale getirirken, kirin kolayca çıkmasını sağlar. Özellikle, kulak yıkama öncesinde kullanıldığında, işlemin başarısını artırdığı ve ağrı gibi komplikasyonları azalttığı ifade edilmiştir.
Kulak Temizliği İçin Güvenli Kullanım: Gliserin damlalarının genellikle güvenli olduğu, ancak nadiren hassas kişilerde geçici tahrişe yol açabileceği belirtilmektedir. Bu durum, kişisel hassasiyetlere bağlı olarak değişebilir, ancak çoğu kullanıcı için güvenli bir uygulamadır. Cerumen (kulak kiri) temizliği öncesi, gliserin, etkili ve invaziv olmayan bir yöntem olarak kliniklerde yaygın şekilde önerilmektedir. Hem güvenli hem de etkili bir çözüm sunan gliserin, kulak sağlığını korumada önemli bir rol oynar.
Gliserin damlalarının, nemlendirici ve yumuşatıcı özellikleri nedeniyle tıbbi ve kozmetik alanlarda kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle kulak için gliserin, kulak kirini yumuşatmak ve çıkarmayı kolaylaştırmak amacıyla kullanılabilir. Ancak bu alandaki klinik veriler sınırlıdır ve etkinliği konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca ağız içi ve cilt nemlendirme ürünlerinde de formülasyonlarda yer alır (4).
Gliserin yağı faydalarına bakarsak; glisin formülasyonları, cilt bakımında yaygın olarak kullanılan, gliserin ile bitkisel yağların birleşiminden oluşan emülsiyonlardır ve cilde nem kazandırır. Bu formülasyonlar, ayrıca aktif bileşenlerin emilimini artırmak amacıyla geliştirilmiştir. Nano damlacık yapısına sahip gliserin içindeki yağ emülsiyonlarının cilt geçirgenliğini artırarak nem dengesini koruduğu belirtilmiştir. Bu tür ürünler, ciltte pürüzsüz bir his bırakır ve nemlendirici etkileri uzun süreli olabilir. Gliserin yağı saça faydaları ile de öne çıkar (13).
Gliserin fitilleri, dışkılamayı kolaylaştırmak amacıyla bağırsak hareketlerini uyararak etkili olduğu bilinen bir uygulamadır. Özellikle yenidoğan ve prematüre bebeklerde mekonyumun atılımını kolaylaştırmak için kullanımı araştırılmıştır. Bu çalışmalar, beslenmeye geçiş süresine olan etkisi açısından karışık sonuçlar sunmuştur. Uygun şekilde kullanıldığında kısa vadede güvenli kabul edilmektedir (3, 14).
Gliserin şurubu, ilaç formülasyonlarında tatlandırıcı ve nem tutucu ajan olarak kullanılmaktadır. Gliserin şurubu, özellikle şeker tüketemeyen ya da şekerden kaçınması gereken bireyler için tatlı alternatif olarak geçmişte de tercih edilmiştir. Suyla ve birçok sıvıyla kolayca karışabilmesi, ağızdan alınan ilaç formülasyonlarında esnek kullanım imkânı sağlar (15).
Gliserin, kozmetik ve ilaç ürünlerinde kullanım açısından genellikle güvenli kabul edilmektedir. Gliserin zararları hakkındaki araştırmalarda nadir durumlarda alerjik reaksiyonlar, özellikle yüksek konsantrasyonlarda veya bazı uygulama şekillerinde görülebileceği açıklanmıştır. Ancak bu reaksiyonlar nadirdir ve geneli yansıtmaz. Bu nedenle, bireysel hassasiyetlerin dışında genellikle güvenli olarak bilinmektedir (1, 16).
Saça gliserin kullananlar üzerinde yapılan araştırmalara göre gliserin; saçın nemini artırmak, güçlendirmek ve hasarı azaltmak amacıyla saç kremleri veya kalıcı düzleştirici solüsyonlara eklenerek uygulanmaktadır. Genellikle suyla veya diğer maddelerle seyreltilerek kullanılır. Gliserin içeriği arttıkça saç kalınlığı, esnekliği ve su içeriğinde olumlu değişiklikler gözlemlenmiştir. Genellikle nemli saça uygulanır ve ürün çeşidine göre durulanabilir ya da saçta bırakılabilir (17).
Gliserin, nemlendirici etkisi sayesinde yüz kremleri ve serumlarda yaygın olarak kullanılır. Yüze gliserin kullananların cilt bariyerini desteklediği ve nemi tuttuğu için kullandığıı bilinir. Hassas ciltlerde bile genellikle güvenle kullanılır. Uygun miktarlarda doğrudan cilde uygulanabilir. Ancak aşırı kullanıldığında özellikle nemli ortamlarda yapışkan bir his bırakabilir (8).
Gliserinin nemlendirici etkisinin birkaç saat boyunca sürdüğü, ancak etkinin başlama süresinin genellikle uygulamadan hemen sonra başladığı bilinmektedir. Yapılan termal ve gravimetrik analizlerde, %40 gliserin içeren formüllerin cildin dış tabakasında (stratum corneum) su tutulumunu hızlıca artırdığı ve bu etkinin birkaç saat boyunca devam ettiği belirtilmiştir. Uygulama sonrası ilk 15-30 dakika içinde ciltte nem artışı gözlemlenebilir. Ancak bu sürenin, gliserin konsantrasyonuna, cilt tipine ve ortam nemine bağlı olarak değişiklik gösterebileceği de ifade edilmiştir (17).
Gliserin kulak damla olarak kullanıldığında, sodyum bikarbonat gibi maddelerle birlikte kulak kirini yumuşatarak dışarı atılmasını kolaylaştırmak için etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca, kulak tıkanıklığı gliserin kullanımı, kulak içindeki sertleşmiş kirin çözülmesine yardımcı olarak tıkanıklığın giderilmesini destekler (18).
Hindistan cevizi yağı, üre veya vazelin gibi maddeler, nemlendirici ve cilt bariyerini onarıcı özellikleri nedeniyle gliserin yerine veya onunla birlikte cilt bakım ürünlerinde sıklıkla kullanıldığı bilinmektedir (19).
Gliserinin ciltte nem tutma ve elastikiyet gibi mekanik özellikleri artırarak cildin daha sıkı görünüm kazanmasına katkı sağladığı bilinmektedir (20).
Hayır. Bilimsel verilere göre gliserin (gliserol), genellikle sabunlaştırma gibi endüstriyel kimyasal işlemlerle elde edilir ve ev ortamında sentezlenmesi kimyasal karmaşıklığı nedeniyle yaygın değildir (9).
Evet. Gliserinin, nem çekici özelliği nedeniyle genellikle su ile karıştırılarak cilt nemlendirme ürünlerinde kullanıldığı bilinmektedir (3).
Gliserin, özellikle psoriasis gibi iltihaplı cilt hastalıklarında cilt durumunu iyileştirici etkiler göstermiştir ve benzer enflamatuar mekanizmalar nedeniyle akne eğilimli ciltlerde de faydalı olabileceğini göstermektedir (5).
Gliserin ve vazelin farklı işlevlere sahiptir: Gliserin suyu cilde çeken bir nemlendiriciyken, vazelin su kaybını önleyen bir bariyer görevi gören yağ bazlı bir maddedir (21).