Zeytin yaprağı ekstresi (Olive Leaf Extract – OLE), Olea europaea ağacının yapraklarından elde edilen bitkisel bir özdür.
Zeytin yaprağı ekstresi, Akdeniz’in sembolü olan zeytin ağacının yapraklarından elde edilen doğal bir bitkisel özdür. Fenolik bileşikler, özellikle oleuropein ve hidroksitirosol açısından zengin bu ekstre, farklı formlarda karşımıza çıkar.
Bu yazımızda; zeytin yaprağı ekstresinin ne olduğuna, ne işe yaradığına, faydalarına, olası yan etkilerine ve daha fazlasına detaylı olarak bakacağız.
Bu öz, oleuropein, hidroksitirosol ve flavonoidler gibi biyoaktif bileşikler içerir. Araştırmalarda bu bileşiklerin fenolik yapısı ve antioksidan özellikleri incelenmiştir. Metanol veya su gibi farklı çözücüler kullanılarak farklı yoğunluklarda fenolik içerikler elde edilmektedir. OLE’nin içeriği genellikle HPLC gibi kimyasal analiz yöntemleriyle belirlenir. Bu ekstrenin antioksidan kapasitesi ve bileşenlerinin kararlılığı da laboratuvar koşullarında değerlendirilmiştir (1, 2).
Zeytin yaprağı ekstresi faydaları arasında antioksidan desteği sunma, kardiyovasküler fonksiyonu destekleme, metobolizma ve kan şekerini düzenleme gibi unsurlar bulunur.
Zeytin yaprağı ekstraktı faydalarını daha yakından inceleyecek olursak:
Zeytin yaprağı ekstresi, oleuropein ve hidroksitirosol gibi fenolik bileşikler içerir ve bu bileşiklerin antioksidan aktiviteleri üzerine araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalar, bu bileşiklerin hücre ortamlarında serbest radikallerle etkileşime girdiğini göstermektedir. Laboratuvar çalışmaları, yüksek polifenol seviyelerinin hücresel redoks dengesine katkı sağladığını göstermiştir. Bu bulgular, serbest radikal giderici tekniklerle yapılan in vitro testlere dayanmaktadır (3).
Zeytin yaprağı ekstresinin, trombosit aktivitesi ve kalp-damar sağlığıyla ilişkisi incelenmiştir. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarda, zeytin yaprağı ekstresinin trombosit aktivitesini ve ATP salınımını azalttığı gözlemlenmiştir. Fenolik bileşiklerin (özellikle oleuropein’in) damar ve metabolik parametrelerle ilişkisi de araştırılmıştır. Bu çalışmalar, kontrollü in vitro koşullarda gerçekleştirilmiş ve kardiyovasküler etkileşimlerin mekanizmalarını anlamayı amaçlamıştır (4).
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Zeytin yaprağı ekstresinin, hücre ve hayvan modellerinde enflamatuar belirteçler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Makrofaj hücreleriyle yapılan deneylerde, sitokin düzeylerinde düzenleme ve NF-κB sinyal yollarında değişim gözlemlenmiştir. Bağırsak modellerinde yapılan çalışmalarda, epitel bütünlüğünün yeniden sağlanmasına ilişkin immün düzenleyici etkiler de rapor edilmiştir. Bu gözlemler, polifenollerin bağışıklık sistemiyle nasıl etkileşime girdiğine dair önemli bilgiler sağlamaktadır (5).
Zeytin yaprağı ekstresi, glikoz ve lipid metabolizması üzerindeki etkileri bakımından da incelenmiştir. Hücre kültürü ve hayvan modelleriyle yapılan laboratuvar çalışmaları, glisemi ve lipit düzeylerine ilişkin belirteçlerde değişimler gözlemlemiştir. Bu çalışmalarda, oleuropein bileşiği ana etken madde olarak değerlendirilmiştir. Ekstre, insan dışı modellerde metabolik yollar üzerindeki potansiyel etkileriyle araştırılmıştır (6).
Zeytin yaprağı ekstresi; bakteri, mantar ve virüslere karşı etkileri açısından incelenmiştir. Laboratuvar koşullarında, bazı bakteriyel türlerin gelişiminin azaldığı ve viral DNA birikiminin düştüğü gözlemlenmiştir. Bu çalışmalar, kimyasal analizler (örneğin DPPH testi) ve biyolojik modeller aracılığıyla yürütülmüştür (6).
Yara İyileşmesini Destekleyici Etkiler: Zeytin yaprağı ekstresi içeren bir hidrojel (EHO-85), hayvan modellerinde yara iyileşmesi üzerindeki etkileri açısından incelenmiştir. Çalışmada, zeytin yaprağı içeren formülasyonlar diğer tedavilerle karşılaştırılmış ve doku oluşumu ile kolajen birikimi değerlendirilmiştir. Araştırma, inflamasyon yanıtı, epitel yenilenmesi ve hücre dışı matriks değişikliklerini analiz etmiştir. Bulgular, 14 günlük yara kapanma sürecinde histolojik olarak değerlendirilmiştir (7).
UV Hasarına Karşı Fotoproteksiyon: İnsan deri fibroblastları üzerinde yapılan in vitro bir çalışmada, zeytin yaprağı ekstresinin UVA ışınlarına karşı fotokoruyucu potansiyeli incelenmiştir. Çalışmada, ekstrenin UVA’ya maruz kalan hücrelerde oksidatif hasarı, DNA parçalanmasını ve apoptozu azalttığı gözlemlenmiştir. Hücre canlılığı, reaktif oksijen türleri (ROS) ve antioksidan enzim aktiviteleri ölçülmüştür. Bu sonuçlar, zeytin yaprağındaki polifenollerin cilt hücrelerinde oksidatif stres yollarıyla etkileşimini göstermektedir (8).
Antioksidan ve Anti-enflamatuar Cilt Koruması: Zeytin yaprağı ekstresindeki fenolik bileşenlerin (oleuropein, hidroksitirosol) oksidatif moleküllerle etkileşimi, hücresel dengeyi korumaya yardımcı olmuştur. Bu bileşiklerin, oksidatif stres belirteçlerini azalttığı ve enflamatuar mediyatörlerin üretimini düzenlediği gözlemlenmiştir. İnsan fibroblast hücrelerinde yapılan çalışmalarda, TNF-α ve IL-2 düzeylerinde azalma tespit edilmiştir. Bu bulgular, zeytin yaprağı ekstresinin kontrollü koşullar altında kozmetik bileşen olarak değerlendirilmesini desteklemektedir (3).
Zeytin yaprağı ekstraktı kullanım şekli olarak zeytin yaprağı ekstresi; merhem, gıda takviyesi ve gıda katkı maddesi gibi çeşitli ürünlerde kullanılmaktadır. Zeytin yaprağı ekstraktı kullanımı bitkisel içeriği sayesinde kozmetik ve ilaç sanayinde de yer alır. Gıda endüstrisinde, et ürünlerinin raf ömrünü uzatmak için doğal antioksidan olarak kullanıldığı görülmüştür. Ayrıca, bileşenlerin bozulmadan kalması için kapsülleme teknikleriyle saklanabilir. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalar, bu ekstrenin farklı hücre ve hayvan modellerinde test edildiğini göstermektedir. Zeytin yaprağı ekstraktı kullananlar; kapsül, tablet gibi formları da tercih edebilir (9).
Zeytin yaprağı ekstresinin kullanım zamanı yapılan çalışmalarda genellikle deneyin türüne göre değişir. Hayvan çalışmalarında, günlük dozlarla birkaç hafta boyunca uygulanmıştır. Diyabet modellerinde diğer tedavilerle birlikte verilmiştir. Gıda ürünlerine eklenmesi durumunda, belirli zaman aralıklarıyla uygulanmaktadır. Hücre çalışmalarında ise genellikle 24–48 saatlik sürelerle kullanılmıştır. İnsanlarda düzenli kullanım zamanı konusunda ortak bir standart belirlenmemiştir (10).
Bazı araştırmalarda, zeytin yaprağı ekstresinin metabolizma ve glikoz dengesiyle ilişkisi incelenmiştir. Obez ve diyabetik farelerde yapılan çalışmalarda, ekstre kullanımının kan şekeri seviyeleriyle ilgili parametrelerde değişim oluşturduğu görülmüştür. Bazı derlemelerde, zeytin yaprağındaki polifenollerin metabolik süreçlerle bağlantılı olduğu bildirilmiştir. Hayvan deneylerinde enerji metabolizmasıyla ilgili biyokimyasal değişkenler gözlemlenmiştir. Ancak, insanlarda zeytin yaprağı ekstresinin kilo kaybına yol açtığını gösteren doğrudan bir bilimsel kanıt yoktur. Çalışmalar daha çok metabolik etkiler üzerine yoğunlaşmıştır (2, 10).
Zeytin yaprağı ekstresi genellikle metanol, etanol veya su gibi çözücüler kullanılarak hazırlanır. Ultrason destekli (UAE) ve homojenizatör destekli (HAE) ekstraksiyon teknikleri, verimi ve fenolik madde miktarını artırmak için kullanılır. Oleuropein bileşiğini izole etmek için makropor reçinelerle adsorpsiyon yöntemleri uygulanmıştır. Yaprakların yetiştiği coğrafi koşullar, elde edilen ekstrenin bileşimini etkilemektedir. Süperkritik akışkanlarla yapılan kapsülleme ise ekstrenin uzun süre kararlı kalmasını sağlar (11).
Zeytin yaprağı ekstresi kapsül, sıvı ekstrat, hap ve toz formunun yanı sıra çay formunda da bulunabilir.
Bu formları daha detaylı inceleyecek olursak:
Zeytin yaprağı ekstresinin güvenliği hem kısa hem de uzun vadeli toksikolojik çalışmalarla araştırılmıştır. Zeytin yaprağı ekstraktı yan etkilerini araştıran deneylerde, güvenli doz sınırı günlük 1000 mg/kg olarak belirlenmiştir. Başka bir çalışmada, zeytin yaprağının etanolik özütünün tek veya tekrarlanan dozlarda 2000 mg/kg seviyesine kadar toksisiteye neden olmadığı bildirilmiştir. Mevcut kanıtların zeytin yaprağının genel olarak güvenli bir profile sahip olduğunu gösterdiği belirtilmiştir (12).
Zeytin yaprağı ekstresinin kozmetik ve dermatolojik formülasyonlarda topikal kullanımı üzerine çeşitli araştırmalar yapılmıştır. İnsan deri fibroblastları üzerinde yapılan in vitro çalışmalarda, UVA ışınlarına karşı koruyucu davranış ve ciltle uyumluluk değerlendirilmiştir. Başka bir çalışmada, zeytin yaprağı ekstresi içeren güneş kremi formülasyonlarının koruyucu potansiyelinin arttığı ancak olumsuz bir reaksiyon gözlenmediği bildirilmiştir. Zeytin yaprağı ekstresi ayrıca yara örtülerinde aktif bileşen olarak kullanılan biyopolimerik membranlara dahil edilmiş ve biyouyumluluk açısından güvenli bulunmuştur. Bu deneysel bulgular, zeytin yaprağı ekstresinin laboratuvar koşullarında cilt yüzeyine uygulanabilecek formülasyonlara dahil edilebileceğini göstermektedir (8).
Zeytin yaprağı ekstresinin etkilerinin gözlemlenme süresi, kullanılan doz, form ve bireysel faktörlere bağlı olarak genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişmektedir (6).
Zeytin yaprağı ekstresinin kullanımı hamileler, emziren kadınlar, kronik hastalık tedavisi görenler veya ilaç kullanan bireylerde doktor kontrolü olmadan önerilmemektedir (6).