Sarımsak ekstratı, sarımsaktan (Allium sativum) elde edilen, allicin ve diallil disülfit gibi biyoaktif bileşenler içeren yoğun bir özüt hazırlığıdır.
Yüzyıllardır hem mutfaklarda hem de geleneksel uygulamalarda yer bulan sarımsak, günümüzde artık daha yoğun ve pratik bir formuyla da karşımızda: sarımsak ekstresi. Bu doğal içerik, sarımsağın kendine has bileşenlerini daha konsantre bir şekilde sunarak günlük kullanımı kolaylaştırıyor (1).
Bu yazımızda; sarımsak ekstresinin ne olduğuna, ne işe yaradığına, faydalarına, nasıl yapıldığına ve hangi formlarda olduğuna detaylı olarak bakacağız.
Sarımsak ekstratı, sarımsaktan (Allium sativum) elde edilen, allicin ve diallil disülfit gibi biyoaktif bileşenler içeren yoğun bir özüt hazırlığıdır. Bu bileşenler; taze sarımsağın ezilmesi, ıslatılması ve çözücü maddelerle işlenmesi gibi farklı yöntemlerle elde edilir. Sarımsak ekstresi; antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri sayesinde hem gıda koruyucusu hem de takviye alanlarında yer bulmaktadır. Ayrıca, sarımsak ekstratı kapsül, tablet, yağ ya da sıvı formda sunularak günlük kullanıma uygun hale getirilmiştir. Kokusu ve tadı nedeniyle çiğ sarımsak tüketemeyenler için pratik bir alternatif olarak öne çıkar. Son yıllarda bağışıklık sistemini destekleyici potansiyeliyle de dikkat çeken bu doğal özüt, bitkisel içerikli ürünler arasında sıkça tercih edilmektedir (1).
C vitamini hakkında da bilgi edinmek için “C Vitamini Takviyeleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler” yazımıza göz atabilirsiniz.
Araştırma sonuçlarına göre sarımsak ekstresi ve siyah sarımsak ekstresinin; antimikrobiyal, antioksidan, kalp sağlığı destekleyici ve kolesterole olumlu katkı gibi birçok biyolojik etki gösterdiği bilinmektedir. Kalp-damar hastalıkları, diyabet ve enfeksiyonlar gibi durumların yönetiminde rol oynayabileceğine dair bilgiler mevcuttur. Bu etkilerin, büyük ölçüde sarımsağın en aktif bileşeni olarak bilinen allicin bileşeni sayesinde oluştuğundan bahsedilir (2).
Zerdeçal bileşenini de öğrenmek için “Zerdeçal Ne İşe Yarar? Nasıl Tüketilir?” yazımızı okuyabilirsiniz.
Tansiyonu ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olabilecek etkileri sayesinde kalp sağlığını destekleyebilir (3).
Bakteri ve mantarlara karşı antimikrobiyal olarak etki gösterdiği bulgulanmıştır (4).
Antioksidan etkiler sunabileceği ve bu sayede oksidatif stresi azaltabileceği bilinir (5).
Glikoz ve protein metabolizmasını olumlu yönde etkileyebilir (6).
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Sarımsak ekstresi, genellikle sarımsağın ezilmesi veya dilimlenmesi, ardından su ya da çözücü içinde bekletilmesi ve süzülmesi ile elde edilir. Daha sonra düşük basınç altında damıtma işlemi uygulanabilir. DADS gibi istenmeyen bileşiklerin uzaklaştırılması için aktif karbon kullanılır. Bu işlem, biyolojik aktivitenin korunmasını sağlarken kötü kokunun azaltılmasına ve verimin artırılmasına yardımcı olur.
Sarımsak ekstresi genellikle tablet, toz, kapsül ve hap formlarında bulunur.
Bu formlara daha detaylı göz atacak olursak:
Sarımsak ekstresi, oral yoldan kullanım için tablet formunda sunulmaktadır. Tabletler genellikle belirli dozda allicin veya diğer aktif kükürt bileşenlerini içerir. Bu formun, dozlamayı sabit tutması açısından tercih edildiği bilinmektedir, ancak biyoyararlanım oranı üretim yöntemine göre değişebilir (1).
Sarımsak tozu ekstresi, genellikle dondurarak kurutma veya sprey kurutma işlemleriyle elde edilen kurutulmuş sarımsak özütüdür. Bu form, uçucu bileşenleri korurken fonksiyonel gıdalara veya takviyelere kolayca eklenebilir. Raf ömrünün uzun olması ve kullanım kolaylığı ile bilinir (7).
Kapsül formu, sarımsak ekstresinin yağ veya toz halinde jelatinle kaplanmış halidir. Bu form, sarımsak kokusunu azaltması ve kullanım kolaylığı ile öne çıkmaktadır. Takviye olarak yaygın şekilde kullanıldığı bilinmektedir (2).
Sarımsak ekstresi hapları, tablet formuna benzer şekilde tasarlanmış olup yardımcı maddeler ve çözünme süreleri bakımından farklılık gösterebilir. Sarımsak ekstresi hapı kullananlar üzerinde yapılan araştırmalarda bu formun, kontrollü salınım ile sabit ve kolay dozlama sağladığı ifade edilmektedir (2).
Yıllanmış sarımsak ekstresinin genellikle kapsül, tablet veya sıvı formda, ağız yoluyla tüketilen bir besin takviyesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Hayvan ve insanlarla yapılan çalışmalarda, kullanılan dozların formülasyona ve hedeflenen etkiye göre değiştiği gözlemlenmiştir. Yıllandırılmış sarımsak ekstresinin daha iyi tolere edildiği ve haftalar ila aylar süresince enflamasyon, tansiyon ve kolesterol üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla kullanıldığı bilinmektedir (8, 9).
Sarımsak ekstresi, allicin gibi stabil biyoaktif bileşenleri içeren yoğunlaştırılmış bir formdur; buna karşın normal sarımsak doğrudan kullanılan taze sarımsak formudur. Ekstrakt, belirli etkileri (antioksidan, antimikrobiyal gibi) artırmak için işlenmiş ve dozajı standartlaştırılmış olabilir. Özellikle yaşlandırılmış sarımsak, daha az allicin ama daha stabil ve tolere edilebilir bileşenler içerdiği için kimyasal olarak taze sarımsaktan farklılık göstermektedir (2).
Sarımsak ekstresi çeşitli çalışmalarda haftalar ve aylar boyunca günlük olarak verilmiş ve bu süreçte tansiyon, kolesterol, bağışıklık gibi parametreler değerlendirilmiştir. Kullanılan dozlar ve süreler formülasyona göre değişiklik göstermektedir ancak bu çalışmalar sırasında ciddi yan etkilere rastlanmamıştır. Günlük ve düzenli kullanımın önemli olduğu vurgulanmaktadır.
(8, 9)
Sarımsak ekstresinin yemekle birlikte mi yoksa aç karnına mı alınması gerektiğine dair kesin bir öneri bulunmamaktadır, ancak birçok çalışmada yemeklerle birlikte kullanıldığı gözlenmiştir. Bu uygulamanın, konsantre sarımsak ürünlerinin sebep olabileceği mide rahatsızlıklarını azaltabileceği bilinmektedir. Emilim ve tolere edilebilirlik mide doluluğundan etkilenebilir, ancak bu konuda kontrollü veri sınırlıdır (1).
Özellikle taze sarımsak ekstresi, allicin ve sülfür bileşikleri içerdiği için nefes ve vücut kokusu oluşumuna neden olabilmektedir. Ancak yaşlandırılmış sarımsak ekstresinde allicin seviyesi daha düşüktür ve kokusuz bileşenler daha baskın hale geldiği için daha az kokuya neden olduğu bilinmektedir (2, 7).
Sarımsak ekstresi ile ilgili hayvan çalışmaları üreme sistemi ve karaciğer fonksiyonları üzerine bazı etkiler göstermiştir, ancak insanlarda gebelik sırasında kullanımına dair yeterli klinik veri bulunmamaktadır. Bu nedenle gebelikte kullanımı genellikle klinik değerlendirmeye bırakılmaktadır (6).
Yıllanmış sarımsak ekstresi daha az allicin içerirken daha stabil sülfür bileşikleri (örneğin S-allil sistein) barındırır; taze sarımsak ise yüksek allicin içeriği ile daha yoğun kokulu ve güçlüdür. Bu kimyasal farklılıkların antioksidan ve antimikrobiyal etkiler, tolerabilite ve raf ömrü üzerinde etkili olduğu bilinmektedir (2).
Araştırma sonuçlarına göre, sarımsak ekstresinin fizyolojik etkileri (örneğin tansiyon, bağışıklık tepkisi) bazı çalışmalarda günlük kullanımın ardından birkaç hafta ile birkaç ay arasında gözlemlenmiştir. Etkinin süresi ve başlama zamanı kullanılan formülasyona, dozaja ve bireysel duruma göre değişebilmektedir. Dolayısıyla kullanmadan evvel bir uzman ile görüşülmesi önerilir (8).
Sarımsak ekstresi bazı hayvan çalışmalarında lipid metabolizması ve kan şekeri üzerinde etkiler göstermiştir; bu etkiler kilo kontrolü ile ilişkilendirilebilir. Ancak insanlarda kilo kaybı üzerine doğrudan etkisine dair net ve birincil sonuçlar bulunmamaktadır. Metabolik parametrelerde değişim gözlemlenen deneysel modeller mevcuttur (6, 9).