İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

Glutatyon Nedir, Ne İşe Yarar? Faydaları Neler? Nelerde Var?

Glutatyon (GSH), glutamat, sistein ve glisin amino asitlerinden oluşan üçlü bir peptittir.

Glutatyon, yapısında glutamat, sistein ve glisin amino asitlerini barındıran bir moleküldür. Glutatyon, hücre içinde okside olmuş glutatyon (GSSG) ve indirgenmiş glutatyon (GSH) formları arasında dönüşüm yaparak serbest radikallerin ve toksik bileşiklerin etkisini nötralize etmesiyle bilinir. Günümüzde takviye formunda da karşımıza çıkmaktadır (1). 

Bu yazımızda; glutatyonun ne olduğuna, ne işe yaradığına, faydalarına, hangi besinlerde bulunduğuna, olası yan etkilerine ve daha fazlasına detaylı olarak bakacağız. 

Glutatyon Nedir?

Glutatyon (GSH), glutamat, sistein ve glisin amino asitlerinden oluşan üçlü bir peptittir. Hemen hemen tüm canlı hücrelerde bulunur ve hücresel oksidatif dengeyi koruma görevine sahiptir. Serbest radikallerin ve toksik maddelerin detoksifikasyonunda görev alır. Yapısında bulunan benzersiz gamma-peptit bağı, onu diğer birçok peptitten ayırır. Okside (GSSG) ve indirgenmiş (GSH) formları arasında dönüşüm yaparak hücre içi dengeyi sağlar. Glutatyon tedavisi, geliştirilen uygulamaların arasında yer alır (1, 2).

Glutatyon Ne İşe Yarar? 

Glutatyon, hücre içindeki oksidatif stresle mücadelede görev alarak redoks dengesini sürdürür Glutatyon peroksidaz ve glutatyon S-transferaz gibi enzimlerle birlikte toksik maddelerin temizlenmesinde rol alır. Beyin sağlığının, bağışıklık fonksiyonları ve hücresel protein onarımı ile de ilişkilendirilmiştir. Beyinde, metabolik faaliyetlerden doğan serbest radikallerle savaşır. Göz sağlığı açısından da önemlidir; lens ve retina gibi dokuları koruyabilir (3, 4).

Glutatyon Faydaları Nelerdir?

Glutatyon özellikleri olarak nitelendirilenler arasında şunlar yer alır: 

Hücresel Antioksidan Korumayı Destekleyebilir

Glutatyon (GSH), hücrelerde oksidatif stresi azaltan temel antioksidanlardan biridir. Serbest radikalleri nötralize ederek hücre zarlarını, proteinleri ve DNA’yı oksidatif hasardan koruyabilir. Bu süreçte, iki GSH molekülü birleşerek glutatyon disülfit (GSSG) formunu oluşturur; bu dönüşüm, hücresel redoks dengesinin korunmasında kritik öneme sahiptir. GSH/GSSG oranı, hücrelerin oksidatif stres düzeyini değerlendirmede önemli bir biyobelirteç olarak kullanılır. Bu dengenin bozulması, hücre fonksiyonlarında azalmayla ilişkilendirilmiştir (5).

Detoksifikasyon Sürecini Destekleyebilir

Glutatyon, toksinlerin ve ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasında rol oynayan önemli bir biyomoleküldür. Karaciğerde glutatyon-S-transferaz enzimiyle birlikte, yabancı maddelerin suda çözünür hâle getirilmesine yardımcı olur. Bu işlem, toksik bileşiklerin zararsız hâle getirilmesini sağlar. Aynı zamanda ilaç metabolizmasında da rol oynayarak vücudun kimyasal denge sistemine katkıda bulunur. Bu nedenle glutatyonun karaciğer sağlığı açısından önemli bir biyokimyasal faktör olduğu kabul edilmektedir (6). 

Bağışıklık Sistemi Düzenlenmesine Katkı Sağlayabilir

Glutatyon, bağışıklık hücrelerinin fonksiyonlarını etkileyen redoks denge mekanizmalarında önemli bir role sahiptir. Özellikle T lenfositlerinin aktivasyonu ve sitokin üretiminde yer alır. Düşük glutatyon seviyeleri, bağışıklık sisteminin stres altında daha zayıf tepki vermesiyle ilişkilendirilmiştir. Bazı klinik araştırmalar, yeterli glutatyon düzeylerinin bağışıklık yanıtını destekleyici etkilerle ilişkili olduğunu bildirmiştir. Bu bulgular, glutatyonun immün sistemin düzenlenmesinde önemli bir biyolojik aracı olduğunu göstermektedir (7).

Hücresel Onarım ve Protein Düzenlenmesine Yardımcı Olabilir

Glutatyon, oksidatif stres sonucu hasar gören proteinlerin ve DNA’nın onarımında yer alır. Hücre içindeki redoks potansiyelini koruyarak yaşlanma süreçlerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, proteinlerin sülfhidril gruplarını düzenleyerek enzim aktivitesini ve hücresel dayanıklılığı destekleyebilir. Glutatyonilasyon adı verilen bu süreç, hücresel stres yanıtının yönetiminde önemli bir biyokimyasal mekanizmadır. Bu yönüyle glutatyon, hücre yenilenmesinde dolaylı bir düzenleyici rol oynar (7).

Sinir Sistemi ve Yaşlanma Süreçlerinde Destekleyici Rol Oynayabilir

Glutatyonun sinir sistemi sağlığında koruyucu bir bileşen olduğu rapor edilmiştir. Beyin hücrelerinde oksidatif stresin artması nörolojik bozukluklarla ilişkilendirildiğinden, glutatyon bu sürecin dengelenmesinde önemli bir rol üstlenir. GSH, sinir hücrelerinde serbest radikallerin nötralizasyonunda görev alarak hücresel dengeyi destekler. Yaşlanma ile birlikte glutatyon seviyelerinin düşmesi, oksidatif dengenin bozulmasına katkı sağlayabilir. Bu nedenle glutatyonun yaşlanma biyokimyasıyla ilişkili bir molekül olduğu düşünülmektedir (7).

Glutatyon Cilde Faydaları

Glutatyonun cilde faydaları arasında melanin düzenlemesi ve cilt tonu dengesine katkıda bulunması, cilt elastikiyetini artırabilmesi ve UV kaynaklı oksidatif stresi azaltabilmesi bulunur. Tüm bu faydalara daha yakından bakacak olursak: 

Melanin Düzenlemesi ve Cilt Tonu Dengesine Katkı Sağlayabilir

Glutatyonun, cilt pigmentasyonunda rol oynayan tirozinaz enziminin aktivitesini etkileyerek melanin üretimini düzenleyebileceği gözlemlenmiştir. Çeşitli klinik çalışmalarda, oral veya topikal glutatyon uygulamalarının cilt renginde açılma eğilimiyle ilişkili olduğu bildirilmiştir. Bu etki genellikle glutatyonun indirgenmiş formu (GSH) aracılığıyla gerçekleşmektedir. Ayrıca, glutatyonun serbest radikal temizleyici etkisi melanin sentezine dolaylı olarak etki edebilir. Ancak araştırmacılar, bu etkinin kişisel farklılıklar gösterebileceğini vurgulamıştır (8).

Cilt Elastikiyetini Artırabilir

Topikal ve oral glutatyon uygulamaları, bazı klinik çalışmalarda cilt elastikiyetinde artış ve kırışıklık derinliğinde azalma ile ilişkilendirilmiştir. Glutatyonun oksidatif stres üzerindeki etkisi, kolajen yapısının korunmasına yardımcı olabilir. 10 haftalık bir çalışmada, okside glutatyon (GSSG) kremi kullanan bireylerde cilt sıkılığında ve nem oranında artış eğilimi gözlemlenmiştir. Bu bulgular, glutatyonun yaşlanma sürecinde oksidatif dengeyi koruma işlevine dikkat çekmektedir. Cilt bariyerinin bütünlüğünü destekleyici etkiler de rapor edilmiştir (8).

UV Kaynaklı Oksidatif Stresin Azaltılmasına Yardımcı Olabilir

Glutatyon, cilt hücrelerinde ultraviyole (UV) ışınlarının neden olduğu oksidatif stresin dengelenmesinde görev alır. UV maruziyeti, reaktif oksijen türlerinin (ROS) artmasına yol açarken, glutatyon bu moleküllerin etkisini azaltarak hücre zarlarını koruyabilir. Bu etki, DNA hasarının önlenmesi ve fotoyaşlanmanın yavaşlamasıyla ilişkilendirilmiştir. Araştırmalar, yüksek glutatyon seviyelerinin fotohasara karşı daha güçlü hücresel savunmayla bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle glutatyonun ciltte doğal bir fotoprotektif ajan olarak rol oynayabileceği düşünülmektedir (6). 

Glutatyon Nelerde Var?

Glutatyon içeren besinler (glutatyon zengin besinler) arasında ıspanak, avokado, kuşkonmaz, brokoli, taze et, domates ve karpuz bulunur. Bu besinlere daha yakından bakcak olursak: 

Ispanak

Ispanak, glutatyon bakımından zengin olan yapraklı yeşillikler arasında yer alır. Yapılan analizlerde, çiğ ıspanakta orta-yüksek düzeyde glutatyon bulunduğu tespit edilmiştir. Ispanaktaki glutatyonun büyük kısmı ısıya duyarlı olduğu için pişirme işlemi sırasında miktarı azalabilir. Ispanak, aynı zamanda C vitamini ve folat gibi diğer antioksidan besin maddeleriyle de zengindir. Bu özellikleri, onu diyet kaynaklı glutatyon için önemli bir sebze yapmaktadır (9).

Avokado

Avokado, doğal olarak yüksek düzeyde glutatyon içeren meyvelerden biridir. Yapılan ölçümlerde, çiğ avokadonun hem glutatyon hem de diğer yağda çözünen antioksidanlar açısından zengin olduğu görülmüştür. Avokadonun içeriği, glutatyonun vücutta biyoyararlanımını artırabilecek sağlıklı yağlar ve E vitamini gibi vitaminler ve bileşenlerle de desteklenmektedir. Bu meyve, glutatyon açısından en zengin meyvelerden biri olarak kabul edilmektedir. Glutatyon içeriği bakımından meyveler arasında üst sıralarda yer alır (9).

Kuşkonmaz

Kuşkonmaz, araştırmalarda yüksek glutatyon içeriğiyle öne çıkan sebzelerden biridir. Özellikle çiğ tüketildiğinde, bu sebzenin vücuda alınan glutatyon miktarına anlamlı katkı sağlayabildiği gösterilmiştir. Kuşkonmaz aynı zamanda selenyum ve folat gibi diğer antioksidan destekleyicilerle birlikte bulunur. Bu kombinasyonlar, glutatyon metabolizmasına katkı sağlayabilecek unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Ancak pişirme işlemleri sırasında glutatyon düzeyinin azaldığı da belirtilmektedir. Bu nedenle çiğ veya hafif buharda pişmiş olarak tüketilmesi önerilmiştir (9).

Brokoli

Brokoli, glutatyonun doğal kaynaklarından biri olarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizlerde, çiğ brokolinin orta-yüksek düzeyde glutatyon içerdiği belirlenmiştir. Brokoli ayrıca C vitamini, sülfür bileşikleri ve fitokimyasallar bakımından da zengin bir sebzedir. Bu bileşenlerin bazıları, hücre içi glutatyon üretimini dolaylı olarak destekleyebilmektedir. Pişirme sırasında glutatyon kaybı yaşansa da, kısa süreli buharda pişirme daha az kayba neden olabilir. Glutatyonun korunması açısından brokolinin hazırlanma şekli önemlidir (9).

Taze Et 

Taze ve işlenmemiş et ürünleri, glutatyon açısından bitkisel gıdalara kıyasla daha yüksek seviyeler içerebilir. Özellikle dana eti ve tavuk eti gibi et türlerinde yapılan ölçümler, 50–200 mg/kg aralığında glutatyon düzeyleri bildirmiştir. Bu içerik, pişirme sırasında büyük ölçüde azalabileceğinden, hafif pişirilmiş etlerin glutatyon katkısı daha yüksek olabilir. İşlenmiş veya konserve et ürünlerinde ise bu değerler önemli ölçüde düşmektedir. Et ürünleri ayrıca glutatyon sentezinde rol oynayan amino asitleri (örneğin sistein) de içermektedir. Bu durum, etin hem doğrudan hem de dolaylı olarak glutatyon katkısı sağladığını göstermektedir (9).

Domates

Domates, yapılan çalışmalarda orta düzeyde glutatyon içeren meyve-sebzeler arasında yer almıştır. Özellikle çiğ tüketilen domateslerde bu antioksidanın korunma oranı daha yüksektir. Domates ayrıca likopen gibi başka güçlü antioksidanları da içerdiğinden, antioksidan sinerji potansiyeli taşıdığı ifade edilmiştir. Ancak pişirme işlemleri sırasında glutatyon kaybı olabileceği bildirilmiştir. Glutatyon içeriği, domatesin yetiştirilme koşullarına ve tazeliğine göre değişebilmektedir. Glutatyon yönünden dengeli bir sebze olarak değerlendirilmiştir (9).

Karpuz

Karpuz, glutatyonun doğal olarak bulunduğu meyvelerden biridir. Yapılan analizlerde, çiğ karpuzun belirli miktarlarda glutatyon içerdiği saptanmıştır. Karpuz, su oranı yüksek bir meyve olduğundan hem hidrasyon hem de antioksidan katkı açısından değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, karpuzun glutatyon içeriği mevsimsel ve bölgesel koşullara göre değişkenlik gösterebilir. Pişirme veya işlem görme olmadığı için taze karpuzda glutatyon kaybı minimaldir. Bu özellikleri, karpuzu doğal bir glutatyon kaynağı haline getirmiştir (9).

Glutatyon Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Glutatyon eksikliği belirtileri, araştırmalar sonuçlarında şu şekilde belirtilmektedir: 

Kırmızı Kan Hücrelerinin Yıkımı

Glutatyon eksikliği, kırmızı kan hücrelerinde oksidatif hasara yol açarak hemolitik anemi ile ilişkilendirilmiştir. Bu durum, hücre zarlarının oksidatif stres karşısında zayıflamasıyla sonuçlanabilir. Özellikle doğuştan glutatyon sentetaz eksikliği olan bireylerde bu tablo sıkça bildirilmiştir. Vakalarda anemiye bağlı yorgunluk, solukluk ve düşük hemoglobin düzeyleri gözlemlenmiştir (10).

Metabolik Asidoz

Glutatyon eksikliği, vücutta 5-oksoprolin birikimine neden olarak metabolik asidoz ile ilişkilendirilmiştir. Bu durum genellikle doğumdan itibaren görülen kalıtsal glutatyon metabolizması bozukluklarında ortaya çıkar. Asidoz, kandaki pH seviyesinin düşmesiyle karakterizedir ve solunum sıkıntısı, halsizlik veya bilinç değişiklikleriyle birlikte görülebilir. Bu semptom, tedavi edilmediğinde ciddi nörolojik komplikasyonlara ilerleyebilir (11).

Nörolojik Belirtiler

Glutatyon eksikliğinin ciddi formlarında nörolojik bulgular, özellikle gelişimsel gecikme, nöbetler ve motor koordinasyon bozuklukları olarak rapor edilmiştir. Beyin hücrelerinde glutatyon düzeyinin azalması, oksidatif stresin artmasına ve sinir hücre hasarına katkı sağlayabilir. Uzun dönem takiplerde bazı hastalarda psikometrik gerilik ve epileptik ataklar gözlenmiştir. Bu belirtiler genellikle ağır glutatyon sentetaz eksikliği vakalarında görülmüştür (10).

Tekrarlayan Enfeksiyonlar

Glutatyonun bağışıklık sistemindeki rolü nedeniyle, eksiklik durumlarında bakteriyel enfeksiyonlara yatkınlık artışı bildirilmiştir. Bazı vakalarda tekrarlayan solunum yolu veya sistemik enfeksiyonlar gözlemlenmiştir. Bu durum, hücresel antioksidan savunma kapasitesinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca HIV gibi bağışıklık sistemi zayıflığıyla seyreden hastalıklarda glutatyon düzeylerinin düşük olduğu bildirilmiştir (2).

Oksidatif Doku Hasarı ve Organ Fonksiyon Bozukluğu

Glutatyon eksikliğinde, hücre içi oksidatif stresin artmasıyla birlikte doku hasarı gelişebilir. Bu durum mitokondriyal dejenerasyon, karaciğer disfonksiyonu ve akciğer dokusunda oksidan birikimiyle ilişkilendirilmiştir. Özellikle idiopatik pulmoner fibrozis hastalarında glutatyon düzeylerinin düşük olduğu ve bunun epitel hücre hasarına eşlik ettiği gözlemlenmiştir. Glutatyonun antioksidan kapasitesindeki azalma, bu hastalıkların ilerleyişine katkıda bulunabilir (2).

Glutatyon Nasıl Kullanılır?

Glutatyon gıda takviyesi, oksidatif stresin azaltılmasına yönelik terapötik araştırmalarda ve bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Karaciğer hastalıkları, solunum rahatsızlıkları ve nörodejeneratif bozukluklar için destekleyici tedavi olarak değerlendirilmiştir. Oral, topikal ve intravenöz (damar yoluyla) formlarda uygulanmaktadır. Kozmetik ve gıda endüstrilerinde antioksidan katkı maddesi olarak da kullanılmaktadır Cilt beyazlatıcı ürünlerde kullanımı yaygındır, ancak etkisinin doğruluğu konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmuştur (2).

Glutatyon Her Gün İçilir mi?

Bir çalışmada, böbrek yetmezliği olan hastalara günlük verilen glutatyon ön maddesi ile kan glutathion düzeylerinin arttığı gözlenmiştir. Ateroskleroz hastalarına 7 gün boyunca 600 mg glutatyon verilmesi kan parametrelerinde olumlu etkilerle ilişkilendirilmiştir. Viral hepatitli hastalarda 2 ay boyunca günlük enjeksiyon şeklinde uygulandığında, iyileşme oranlarının daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Kısa süreli kullanımlarda tolere edilebilirliği yüksek bulunmuştur, ancak uzun vadeli etkiler net değildir. Solunum ve üreme sağlığı alanındaki bazı çalışmalarda da günlük kullanım gözlemlenmiştir (7).

Glutatyon ve Glutamin Aynı mıdır?

Hayır, glutatyon üç amino asitten (glutamat, sistein ve glisin) oluşan bir tripeptittir; glutamin ise metabolizmada azot taşıyıcısı olarak görev yapan tek bir amino asittir (16).

Bunların yanı sıra glutatyon sıklıkla glutamin ile karıştırılır. “Glutatyon ve Glutamin Farkı Nedir?” yazımızı okuyarak farklarına göz atabilirsiniz. 

Glutatyon Hangi Formlarda Bulunur?

Glutatyon birçok formda bulunur. Bu formlar farklı ihtiyaçlar için geliştirilmiştir. 

Glutatyon Ampul

Glutatyon ampulü, steril ve genellikle damar içi (intravenöz) uygulama için hazırlanmış sıvı bir formdur. Bu form, sindirim sistemini atlayarak doğrudan dolaşıma geçer. Klinik ve farmakolojik araştırmalarda, uygulamadan sonra plazma ve doku dağılımının izlenmesi için kullanılmıştır (12).

Glutatyon Serum

Glutatyon serumu, cilt üzerine uygulanmak üzere geliştirilmiş topikal bir sıvı formdur. Genellikle glutatyonu stabilize eden yardımcı maddelerle formüle edilir. Serum formunun avantajı, hafif yapısı sayesinde cilt tarafından hızlı emilebilmesidir. Bu nedenle kozmetik ürünlerde sık tercih edilir ve diğer antioksidanlarla birlikte kullanılabilir (13).

Glutatyon Tablet 

Glutatyon tabletleri, en yaygın kullanılan oral (ağızdan alınan) formlardan biridir. Tablet formunun avantajı, kullanım kolaylığı ve kontrollü dozlama sağlamasıdır. Bu nedenle uzun süreli destekleyici kullanım araştırmalarında tercih edilmektedir.

Glutatyon Hapı

Glutatyon hapı, tablet formuna benzer olmakla birlikte farklı kaplama veya yardımcı madde içerikleriyle hazırlanabilir. Hap formunun saklama koşullarında daha kararlı olduğu ve doz açısından tutarlı sonuçlar verdiği belirtilmiştir. Avantajı, glutatyonun diğer destek bileşenlerle (örneğin C vitamini veya sistein) birlikte formüle edilebilmesidir. Bu özellik, çoklu etken içeren takviyelerde esneklik sağlar.

Glutatyon Krem

Glutatyon kremi, cilt üzerine uygulanan topikal bir formdur. Krem formunun avantajı, lokal etki sağlaması ve kozmetik uygulamalara uygunluğudur. Glutatyon içeren kremler, birçok marka tarafından üretilir ve raflarda yerini alır. 

Glutatyon Kapsül

Glutatyon kapsülleri, genellikle jelatin veya bitkisel materyalden yapılmış koruyucu bir kabuk içinde toz veya sıvı glutatyon içeren oral bir formdur. Kapsül formunun avantajı, mide asidine karşı koruma sağlaması ve uzun salınımlı formülasyonlara olanak vermesidir (14).

Glutatyon Zararları Var mı?

Glutatyon zararları ve glutatyon yan etkilerini araştıran 12 haftalık bir çalışmada sağlıklı bireylerde glutatyon takviyesi önemli yan etkilere yol açmamıştır. Klinik çalışmaların genelinde glutatyonun iyi tolere edildiği, ancak uzun vadeli güvenliğinin tam olarak belirlenemediği belirtilmiştir. Hayvan çalışmalarında, bazı yüksek doz uygulamalarda karaciğer ve böbrek hasarına neden olabileceği bildirilmiştir. İnsanlarda yüksek doz kullanımda geçici mide-bağırsak rahatsızlıkları gibi hafif yan etkiler görülmüştür (2).

Glutatyon Cilt Beyazlatır mı?

glutatyon ile cilt beyazlatma üzerine araştırmalar yapan bazı klinik çalışmalarda glutatyonun melanin indeksini azalttığı, ancak bu etkinin her bireyde ve tüm vücut bölgelerinde görülmediği belirtilmiştir. Topikal olarak uygulanan okside glutatyon (GSSG), cilt renginde azalma ve cilt elastikiyetinde artışla ilişkilendirilmiştir. Bazı türevler (örneğin GSH monoetil ester), melanin üretimini inhibe etmede daha etkili bulunmuştur. Genel olarak, Glutatyon cilt beyazlatma etkinliği formülasyona ve uygulama şekline bağlı olarak değişiklik gösterebilir (15).

SIK SORULAN SORULAR

Glutatyon Nasıl Yükseltilir?

Glutatyon düzeyleri, diyetle alınan sistein öncüleri, Nrf2 aktivatörleri veya glutatyon esterleri yoluyla hücre içi sentez artırılarak yükseltilebilir (5).

Glutatyon mu Ozon mu?

Araştırmalar glutatyon ve ozonu redoks sisteminde yer alan bileşenler olarak tanımlamaktadır; ancak glutatyon hücre içi bir antioksidan, ozon ise oksidatif bir düzenleyici olarak görev yapmaktadır. Glutatyon ozon tedavisi ayrıdır. Bu iki madde aynı biyokimyasal sistemde farklı mekanizmalar üzerinden etki eder. (16).

Glutatyon Kilo Verdirir mi?

Glutatyon ile doğrudan kilo kaybı arasında ilişki gösteren çalışmalar bulunmamaktadır; ancak hücresel glutatyon durumundaki değişikliklerin metabolik süreçler ve oksidatif denge ile ilişkili olduğu bildirilmiştir (2).

Glutatyonu Kimler Kullanamaz?

Kükürt içeren bileşiklere duyarlılığı olan bireylerin veya oksidatif dengeyi etkileyen tedaviler gören kişilerin glutatyon kullanımı konusunda dikkatli olması gerekebilir (2).

Glutatyon Ne Zaman Etkisini Gösterir?

Oral veya damar içi glutatyon uygulamaları üzerine yapılan araştırmalarda, plazma glutatyon seviyelerinde saatler ila birkaç gün içinde artış gözlemlenmiştir (2).

Glutatyon Yağ Yakar Mı?

Glutatyonun doğrudan yağ oksidasyonunu artırdığına dair çalışma bulunmamaktadır; araştırmalar daha çok glutatyonun redoks denge ve detoksifikasyon süreçlerindeki rollerine odaklanmaktadır (5).

Glutatyon Gaz Yapar mı?

Bilimsel literatürde glutatyon alımıyla gaz veya şişkinlik arasında bir ilişki bildirilmemiştir. Oral takviye çalışmaları, glutatyonun gastrointestinal olarak iyi tolere edildiğini göstermektedir (17).

Güncellenme Tarihi : 21.10.2025
Yayınlanma Tarihi : 8.10.2025
FIT TEST

İhtiyacın Olanı Biz Biliyoruz! Sen de Öğrenmek İstersen

HEMEN TESTE BAŞLA
disclaimer İnternet sitemizde satışa sunulan ürünler sporcu gıdası ve gıda takviyesi kategorilerinde ürünlerdir, kesinlikle beşeri tıbbi ürün veya ilaç değildir. Reçete ile satılmazlar, doktor onayı gerektirmezler. Şirketimiz ilaç satışı yapmamaktadır, bu yüzden satılan ürünlerin çeşitli hastalıkları önleyici ya da tedavi edici özellikleri yoktur. Ürünler sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzenin yerine geçmez. Amacımız tüketiciye en doğru bilgiyi sunabilmek olup, yer verilen içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır, ürünlerin kullanımına yönelik hiçbir taahhüt veya tavsiye yerine geçmez. Sitemizde satılan ürünler ile ilişkili olarak kullanılan tüm logo, marka ve patentli haklar ilgili hak sahiplerine aittir. Yanlış anlaşılan veya yanıltıcı bulunan ibareler bulunması durumunda lütfen sitemizden bildirimde bulununuz. Tüm ürünlerimiz %100 orjinal olup, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı onaylıdır.
ETBIS Logo
Mobil görünüm için tıklayın.
Top