Glutamik asit (L glutamik asit), glutamatın öncüsü olarak çeşitli hücresel ve metabolik süreçlerde rol oynadığı bilinen bir esansiyel olmayan amino asit olarak tanımlanır.
Vücudun en önemli amino asitlerinden biri olarak araştırmaların konusu olan glutamik asit, çeşitli özellikleri ile öne çıkar. Bu bileşen bazı besinler yoluyla alınabilir ve gerekli durumlarda takviye ürünleri de destek olabilir (1).
Bu yazımızda glutamik asitin ne olduğuna, ne işe yaradığına, nasıl kullanıldığına, nelerde bulunduğuna, normal faydalarına ve cilde etkilerine detaylı olarak bakacağız.
Glutamik asit (L glutamik asit), glutamatın öncüsü olarak çeşitli hücresel ve metabolik süreçlerde rol oynadığı bilinen bir esansiyel olmayan amino asit olarak tanımlanır. Araştırmalarda glutamik asitin vücutta bir nörotransmitter görevi gördüğünden ve merkezi sinir sistemindeki sinaptik iletişimde önemli bir rol oynadığından bahsedilmektedir. Aynı zamanda nitrojen metabolizması ve GABA gibi önemli moleküllerin üretimi ile ilişkilendirilir (1, 2, 3).
Araştırma bulgularına göre glutamik asit, merkezi sinir sistemindeki uyarıcı bir nörotransmitter olan glutamatın öncüsü olarak rol oynayabilir. Bu durumun, sinir hücreleri arasındaki iletişimle bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca bazı araştırmalarda, glutamik asidin öğrenme ve hafıza süreçleriyle ilişkilendirildiği ifade edilmiştir. Bu ilişkinin, sinaptik sinyalleşme süreçleri üzerindeki olası etkilerle bağlantılı olabileceği öne sürülmüştür. Glutamik asidin, gama-aminobutirik asit (GABA) üretimiyle ilişkilendirilebileceği de araştırmaların konusu olmuştur. GABA'nın, sinir sisteminde inhibitör bir nörotransmitter olarak işlev gördüğü ifade edilmiştir (2, 4).
Araştırmalara göre, glutamik asidin hücresel protein ve peptit üretiminde rol oynayabileceği belirtilmiştir. Bu durumun, protein ve peptit sentezine katkı sağlamasıyla bağlantılı olabileceği ifade edilmiştir. Ayrıca glutamik asidin nitrojen metabolizması ve amino asit dönüşümüyle ilişkili olabileceği öne sürülmüştür (5).
Glutamik asit, et, süt ürünleri, balık ve bazı sebzeler gibi protein açısından zengin gıdalarda doğal olarak bulunur. Diyet yoluyla alınması yaygındır ve takviye olarak kullanımı bireyin beslenme alışkanlıklarına, genel sağlık durumuna ve ihtiyaçlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Takviye kullanımı düşünülüyorsa, bir sağlık uzmanına danışılması önerilmektedir (5, 6).
Glutamik asit içeren besinlerin arasında; et ve kümes hayvanları, balık ve deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, sebzeler ve mantarlar ile fermente ürünler bulunur.
Daha detaylı olarak bakacak olursak:
Et, ve tavuk gibi hayvansal protein kaynakları, glutamik asit açısından önemli kaynaklardır. Mevcut araştırmalarda bu gıdaların, vücudun amino asit gereksinimlerini karşılamak için gerekli olan önemli proteinleri sağladığından bahsedilir (4).
Somon, morina ve diğer deniz ürünleri, glutamik asit açısından iyi kaynaklardır. Bu gıdalar, vücuda amino asit çeşitliliği sağlamanın yanı sıra sinir sistemi ve kas fonksiyonları için de önemlidir (3).
Peynir, süt ve yoğurt gibi süt ürünleri, glutamik asit içeriğiyle bilinen besinlerdir. Bu besinlerin her biri önemli derecede amino asit profili sunabilir. Bunlara ek olarak peynir altı suyundan elde edilen whey protein ürünlerinde de glutamik asit bulunur (7).
Glutamik asit; domates, mantar ve bazı yapraklı yeşil sebzelerde de doğal olarak bulunduğu bilinen bir bileşendir. Sebzeleri de beslenmenize ekleyerek glutamik asit alımınızı artırabilirsiniz (1).
Soya sosu, miso ve diğer fermente gıdalar, fermantasyon işlemleri sırasında glutamik asit seviyesinin artması nedeniyle glutamik asit açısından zengin besinlerdir (3).
Glutamik asit faydaları arasında; bağırsak sağlığını ve enerji metabolizmasını desteklemesi, nörotransmitter üretimine katkıda bulunabilmesi, protein sentezinde rol oynayabilmesi ile azot metabolizmasına katkı sağlayabilmesi gibi özellikler yer alır (8,5,6).
Bu özellikleri daha detaylı inceleyelim:
Araştırmalarda, glutamik asidin bağırsak hücrelerine enerji sağlama sürecine katkıda bulunabileceği ifade edilmiştir. Bu ilişkinin, gastrointestinal sistemde ATP üretiminin desteklenmesiyle bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, bağırsak bütünlüğünün korunmasıyla bağlantılı olduğu ifade edilen glutamik asidin, bu etkilerinin bireysel farklılıklara göre değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır (8).
Glutamik asidin, beyinde önemli bir nörotransmitter olan glutamatın öncüsü olduğu araştırma bulgularında belirtilmiştir. Bu ilişkinin, sinir hücreleri arasındaki iletişim süreçleri ile bağlantılı olabileceği ifade edilmiştir. Bununla birlikte, bu etkilerin kişisel farklılıklara bağlı olarak değişiklik gösterebileceği vurgulanmaktadır (5).
Bazı araştırmalar, glutamik asidin vücutta amino asitlerin ve peptitlerin sentezinde rol oynayabileceğini göstermektedir. Bu sürecin, protein üretimine katkı sağlama ile bağlantılı olabileceği öne sürülmüştür. Protein sentezinin bireyden bireye değişiklik gösterebileceği ve bu etkinin herkes için aynı olmayabileceği ifade edilmektedir (8).
Araştırma bulgularına göre, glutamik asidin sitrik asit döngüsüne katılabileceği belirtilmiştir. Bu ilişki, hücresel enerji üretimine ve ATP üretimine katkı sağlama ile bağlantılı olabileceği ifade edilmiştir. Ancak, bu süreçlerin bireysel faktörlere göre değişiklik gösterebileceği göz önünde bulundurulmalıdır (6).
Glutamik asidin, amino asit sentezi ve amonyak detoksifikasyon süreçlerine dahil olabileceği ifade edilmiştir. Bu ilişkinin, vücutta azot taşıyıcı olarak işlev görme ile bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte, bu etkilerin bireyden bireye farklılık gösterebileceği ve her bireyde aynı şekilde ortaya çıkmayabileceği vurgulanmaktadır (6).
Glutamik asitin cilde faydalarını yakından inceleyelim:
Araştırma bulgularına göre glutamik asidin, ciltte doğal nemlendirici faktörlerin üretimine destek olabileceği ifade edilmiştir. Bu ilişkinin, amino asit metabolizmasındaki rolüyle bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Cilt neminin korunmasıyla ilgili bu etkinin, kişisel cilt tipine ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebileceği vurgulanmaktadır (8).
Bazı araştırmalarda, glutamik asidin, kolajen sentezinde görev alan prolinin öncüsü olarak işlev görebileceği ifade edilmiştir. Bu ilişkinin, cilt esnekliği ve yapısının korunmasıyla bağlantılı olabileceği öne sürülmüştür. Ancak bu etkinin her bireyde aynı şekilde ortaya çıkmayabileceği ve cilt sağlığını etkileyen diğer faktörlerle de ilişkili olabileceği belirtilmektedir (6).
Araştırma bulgularına göre, glutamik asitin, keratinositlerin amino asit üretimini ve enerji metabolizmasını destekleyebileceği ifade edilmiştir. Bu durumun, cilt bariyerinin bütünlüğünün korunmasıyla bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Ancak, cilt bariyerinin korunmasında çevresel faktörler, bireysel cilt yapısı ve diğer besin bileşenlerinin de etkili olabileceği unutulmamalıdır (8).
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Glutamik asit eksikliği, nörolojik ve metabolik semptomlarla ilişkilendirilebilir. Araştırmalara göre bilişsel olumsuzsuzluklar ve hafıza sorunları, glutamatın beyin için bir nörotransmitter olması nedeniyle eksikliğinde ortaya çıkarma etkileri yaratabilir. Ayrıca bu araştırmalar; kas zayıflığı ve yorgunluğun da enerji metabolizmasında glutamik asitin rolüyle ilişkili olabileceğinden bahsetmektedir (5, 6, 8).
Temel işlev: Glutamik asit ve glutamin arasındaki temel fark, yapı ve işlevleridir. Glutamik asit ve glutamin, vücutta farklı işlevlere sahip iki amino asittir. Glutamik asitin, asidik bir yapıya sahip olduğu ve sinir sistemiyle ilişkili bir amino asit olarak, glutamat nörotransmitterinin öncüsü olabileceği ifade edilmiştir. Bu durumun, sinir hücreleri arasındaki iletişim süreçleriyle bağlantılı olabileceği belirtilmiştir.
Bileşen yapısı: Glutaminin ise glutamik asitten farklı bir yapıya sahip olduğu ve daha nötr bir amino asit olarak tanımlandığı ifade edilmiştir. Araştırmalara göre, glutaminin vücutta nitrojen taşıyıcı olarak görev yapabileceği ve bu işlevin vücuttaki azot dengesinin korunmasıyla bağlantılı olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca glutaminin; bağışıklık sistemi, bağırsak sağlığı ve hücresel bölünme süreçleriyle ilişkilendirildiği ifade edilmiştir (5, 6, 8).
Glutamik asit seviyesinin yükselmesi, kandaki glutamik asit değerlerinin yükselmesi anlamına gelir. Araştırmalarda bu durumun karaciğer fonksiyonlarında değişiklik yaratabileceğine değinilmektedir. Glutamik asit eksikliğinin, metabolik durumlar ve bazı nörolojik bozulmalar ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Bu durumlar yüksek değerlerin oluşmasına yol açabilir. Bunların yanı sıra bu duruma ait belirtilerin kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden düzenli olarak bir uzman ile görüşerek gerekli testlerin yapılması sonucunda değerlerin öğrenilmesi ve bu sonuçlara göre bir aksiyon alınması önemlidir (9, 10, 11).
Normal diyetle alınan miktarlar genellikle güvenli kabul edilse de yüksek miktarda tüketilmesi bazı geçici yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler arasında baş ağrısı, bulantı ve yüzde kızarma yer alır. Ayrıca bazı bireylerde mide rahatsızlığı ve kan basıncında artış gibi yan etkiler de görülebilir. Takviyelerin en doğru kullanımı için öncesinde bir uzman ile görüşmeniz ve mevcut durumunuzun değerlendirilmesi sonucunda gerek var ise takviye kullanmanız önerilir (12).
Balık yağı, glutamik asit bakımından önemli bir kaynak değildir. Balık yağı esas olarak eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA) gibi omega-3 yağ asitlerinden oluşur. Bu nedenle, balık yağı protein bakımından zengin olan balık eti ile karıştırılmamalıdır (1).
Araştırmalarda, glutamik asidin kas onarımı, protein sentezi ve azot metabolizmasıyla ilişkilendirildiği belirtilmiştir. Glutamatın öncüsü olan glutamik asidin, kas büyümesi ve toparlanma süreçlerinde rol oynayabileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, enerji üretim döngüsüne katılımıyla antrenman sırasında performansı destekleyebileceği öne sürülmüştür (6).
Glutamik asit eksikliği, bilişsel işlevler ve metabolik süreçlerle ilişkilendirilmektedir. Bu süreçler kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Her bünyede eksiklik belirtileri başka olabilir (6).