Acerola (Malpighia emarginata), yüksek C vitamini içeriğiyle bilinen tropikal bir meyvedir. Antioksidan, vitamin ve mineraller açısından zengin olması nedeniyle acerola tozu olarak da karşımıza çıkabilir (1).
Bu yazımızda acerolanın ne olduğuna, ne işe yaradığına, faydalarına, olası yan etkilerine ve daha fazlasına detaylı olarak bakacağız.
Araştırmalara göre, acerolanın acerola meyvesi olarak tanımlanan tropikal bir meyve olduğu, en zengin doğal C vitamini kaynaklarından biri olduğu ve karotenoidler, flavonoidler ve antosiyaninler gibi fitobesinler içerdiği bilinmektedir. Çalışmalar, yüksek antioksidan içeriğinin çeşitli etkiler sağlayabileceğini öne sürmektedir. Bazı araştırmalar, besin takviyeleri, gıda ve kozmetik endüstrilerinde biyoaktif bileşenleri nedeniyle kullanıldığını göstermektedir (1, 2).
Acerolanın yüksek C vitamini ve polifenol içeriği sayesinde antioksidan etkiler sağladığı bilinmektedir (3).
Acerolanın oksidatif stresin ve enflamasyonun azalmasında rol oynayabileceğini öne sürülmektedir (3).
Kolajen üretimini destekleyerek cilde olumlu etkiler sunmaya yardımcı olabilir (4).
Araştırmalar, acerolanın kan dolaşımını destekleyebileceğini ve kardiyovasküler sistem üzerinde olumlu etkiler gösterebileceğini öne sürmektedir (3).
Çalışmalar; yaşlanma etkilerini azaltabileceğini ve metabolizmayı düzenleyici etkileri olabileceğini göstermektedir (4).
Acerola meyvesi faydaları arasında; potansiyel olarak şunlar bulunur:
Araştırmalara göre, acerolanın; yüksek C vitamini, fenoller ve flavonoidler açısından zengin olduğu bilinmektedir. Çalışmalar, bu antioksidanların hücreleri oksidatif stresten koruyarak enflamasyonu azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürmektedir (2).
Acerolanın yüksek C vitamini içeriğinin bağışıklık sistemini destekleyerek bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırabileceği bulgulanmıştır. Çalışmalar, bağışıklık tepkisinin iyileştirilmesine katkı sağlayabileceğini öne sürmektedir (4).
Acerolanın cilt hücrelerini oksidatif stresten koruyarak antioksidan enzim aktivitesini artırabileceğine dair araştırmalar mevcuttur. Çalışmalar, biyoaktif bileşenlerinin kolajen üretimini destekleyerek cilt elastikiyetine katkıda bulunabileceğini göstermektedir (5).
Araştırmalara göre, acerolanın kan dolaşımını destekleyerek kardiyovasküler sisteme katkıda bulunabileceği bulgulanmıştır. Çalışmalar, içerdiği antosiyaninler ve flavonoidlerin kalp sağlığını destekleyebileceğini öne sürmektedir (4).
Araştırmalara göre, acerolanın metabolizmayı destekleyerek glikoz metabolizmasını etkileyebileceği ve kilo yönetimine katkıda bulunabileceği bilinmektedir. Çalışmalar, içerdiği polifenollerin kan şekeri seviyelerini ve lipid metabolizmasını düzenlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir (2).
Acerolanın taze meyve, meyve suyu, toz ve takviye formunda tüketilebildiği bilinmektedir. Çalışmalar, acerola suyunun C vitamini emilimini artırabileceğini, toz halinin ise fonksiyonel gıdalarda ve takviyelerde kullanıldığını öne sürmektedir. Bazı araştırmalar, işlenmiş acerola ürünlerinin biyoaktif özelliklerini koruması için uygun şekilde saklanması gerektiğini vurgulamaktadır (6, 7).
Araştırmalara göre, acerolanın besin değeri yüksek bir meyve olduğu, ancak aşırı tüketiminin acerola yan etkileri olarak hafif sindirim rahatsızlıklarına yol açabileceği ve yüksek C vitamini içeriği nedeniyle şişkinlik veya hafif ishal gibi yan etkiler gösterebileceği bilinmektedir. Dolayısıyla, doğru tüketim için bir beslenme uzmanı ile görüşülmesi önerilir (2).
Acerola ekstresi, acerola meyvesinin konsantre formudur. Acerola ekstrat olarak da bilinir. acerola ekstresi faydaları hakkında günümüzde birçok araştırma bulunur. Bu ekstre, başka takviyelerin içerisine eklenmesini kolaylaştırır ve tariflere de eklenebilir.
Araştırmalara göre, acerola meyve tozunun meyvenin kurutulup toz haline getirilmiş bir formu olduğu ve genellikle doğal C vitamini takviyesi ve gıda katkı maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Genellikle; içeceklerde, fırıncılık ürünlerinde ve fonksiyonel gıdalarda besin değerini artırmak için kullanıldığını göstermektedir (8).
Acerola kirazının Karayipler, Orta Amerika ve Kuzey Güney Amerika'ya özgü olduğu ve tropikal ve subtropikal iklimlerde yetiştiği bilinmektedir. Çalışmalar, Brezilya'nın önde gelen üreticilerden biri haline geldiğini ve acerolanın hem taze tüketim hem de endüstriyel işleme için yetiştirildiğini göstermektedir. Bu bölgelerde acerola kirazı çayı da popülerdir (9).
Araştırmalara göre, acerolanın metabolizmayı destekleyerek ve oksidatif stresi azaltarak kilo kontrolüne katkıda bulunabileceği, ancak doğrudan kilo kaybıyla ilişkilendirilmesi için yeterli kanıt bulunmadığı bilinmektedir. Çalışmalar, acerola yan ürünlerinin lipid metabolizmasını düzenlemeye ve bağırsak sağlığını desteklemeye yardımcı olabileceğini öne sürmektedir. Kilo kaybı üzerindeki etkisini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır (10).
Araştırmalara göre, şu şekilde ifade edilmektedir: Acerola suyunun bazı çalışmalarda yemeklerden önce alındığında C vitamini emilimini artırabildiği, ancak aç veya tok kullanımının her iki şekilde de mümkün olabileceği bilinmektedir (11).
Acerola, doğal yollarla en zengin C vitamini kaynaklarından biri olarak bilinir ve yapılan çalışmalar, sentetik C vitamini takviyeleri yerine kullanılabileceğini göstermektedir (12).
Acerola suyunun bebeklerde kullanıldığı ve güvenli bulunduğu çalışmalarla gösterilmiş olsa da, hamileler ve çocuklarda kullanımı için mutlaka sağlık uzmanına danışılması gerektiği bilinmektedir (11).
Acerola tozu ve suyu, elma suyu, smoothie, yoğurt ve fonksiyonel gıdalara eklenerek C vitamini içeriğini artırmak için kullanılabilir (13).
Acerola, içerdiği polifenoller sayesinde metabolizmayı ve iltihabı etkileyebilir, ancak kilo kaybıyla doğrudan ilişkili etkileri için yeterli kanıt bulunmamaktadır (12).
Acerola ekstresi, yoğunlaştırılmış bir form olup genelde takviyelerde kullanılırken, acerola tozu daha bütünsel ve meyvenin diğer bileşenlerini de içeren bir form olarak yiyecek ve içeceklere eklenebilir (14).