Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu temel amino asitlerden biri olan tirozin (L tirozin), protein yapısının bir parçası olarak bilinir. Bu bileşen besinler yoluyla vücuda alınabilir. Ek olarak tirozin takviyesi de vücuda alımını kolaylaştırabilir (1).
Bu yazımızda tirozinin ne olduğuna, ne işe yaradığına, nasıl kullanıldığına, hangi besinlerde bulunduğuna, eksikliğinin belirtilerine ve nedenlerine detaylı olarak bakacağız.
Tirozin (L tirozin); dopamin, norepinefrin ve epinefrin gibi önemli nörotransmitterlerin sentezi için öncü olarak görev yapan bir amino asit olarak açıklanır. Araştırmalara göre, protein sentezinde rol oynadığı ve çeşitli metabolitlerin öncüsü olduğu bilinir. Hücresel sinyalizasyon, bağışıklık tepkisi ile antioksidan savunma görevleri olduğundan da bahsedilmektedir. Ek olarak tirozin, dopamin üretiminde de kilit bir adım olarak önemli görüldüğü için bu konuda araştırmalar yapılmaya devam edilmiştir (1, 2).
Tirozin ve tirozin takviyesi; dopamin, norepinefrin ve epinefrin gibi nörotransmitterlerin üretiminde kullanıldığı bilinen bir bileşendir ve bu moleküllerin dikkat, ruh hali ve stres yanıtlarında rol aldığı araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Ayrıca L tirozin bileşeni; protein sentezinin bir bileşeni olarak görev yapmasıyla ilişkilendirilir ve hücresel sinyalizasyon süreçlerinde yer aldığı bilinir. Bunların yanı sıra tirozin fosforilasyonu, hücresel büyüme, farklılaşma ve bağışıklık tepkileri gibi birçok biyolojik süreçte yer aldığı da çoğu araştırmada karşımıza çıkar (2, 3, 4).
Tirozin takviyesi, günlük beslenme yolu ile alınabilir veya ihtiyaç durumunda ek takviye olarak kullanılabilir. Tirozin, özellikle yüksek proteinli besinlerde doğal olarak bulunur. Bu besinlerin tüketilmesi tirozin alımınızı artırabilir. Ayrıca, takviye olarak da protein tozu, protein bar veya protein içeriği yüksek ürünlerde de bulunabilir. Ancak herhangi bir takviye kullanmadan evvel bir uzman ile görüşmeniz önerilir. Bu sayede en doğru kullanım şeklini, size uygun dozu ve takviyeyi öğrenebilirsiniz (4).
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Tirozin içeren besinler arasında; süt ürünleri,et, balık, soya ürünleri ve baklagiller gibi besinler bulunur.
Bu besinlere detaylı olarak beraber bakalım:
Süt ürünleri, tirozin içeriğiyle bilinen besinlerin başında gelir. Peynir, süt ve yoğurt gibi gıdalar, protein bakımından zengin olup tirozin içerir. Bu besinler, vücutta protein sentezi ve nörotransmitter üretiminde önemli bir rol oynayan tirozin sağlamaktadır (2). Whey protein de içerisinde tirozin barındırır.
Tavuk, sığır eti ve domuz eti gibi et türleri, tirozin içeriği ile öne çıkan hayvansal protein kaynaklarıdır. Bu et ürünleri, vücudun nörotransmitter üretimi için gerekli olan tirozin amino asidini sağlar. Bu nedenle, et ürünleri tüketildiğinde vücuda alınan tirozin, nörotransmitterlerin sentezinde kullanılabilir (2).
Somon, morina ve ton balığı gibi balık türleri, temel amino asitler arasında yer alan tirozin açısından zengindir. Balık tüketimi, diyet yoluyla tirozin alımına katkı sağlar (2, 5).
Tofu, soya fasulyesi ve soya sütü gibi soya bazlı ürünler, bitkisel protein kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir. Bu besinler, vücuda tirozin sağlayan bitkisel protein bileşenlerini içerir. Bu gıdaların tüketimi, hayvansal protein tüketmeyen bireylerin diyetlerinde tirozin elde etmelerine olanak tanır (2).
Fasulye, mercimek ve nohut gibi baklagiller, tirozin içeriği bakımından zengin bitkisel protein kaynakları arasında yer alır. Bitkisel beslenme şekillerinde tirozin kaynağı olarak önemli bir rol oynarlar. Bu baklagiller, protein ve amino asit içeriği ile, nörotransmitter sentezine destek olabilecek tirozin sağlar (6).
Tirozinin stresli veya bilişsel olarak zorlayıcı koşullarda bilişsel performansı artırma potansiyeline sahip olduğu belirtilmiştir (7).
Hafızayı, soğuk veya stresli ortamlarda iyileştirebileceği yönünde bulgular vardır (8).
Tirozinin bilişsel esneklik üzerinde etkili olabileceği ve görev değiştirme becerisini iyileştirebileceği öne sürülmüştür (9).
Uyku eksikliği veya stres koşullarında bilişsel düşüşü önlemeye yardımcı olabileceği yönünde bazı bulgular bulunmaktadır (10).
Stresin bilişsel performans üzerindeki olumsuz etkilerini azaltma ve strese dayanıklılığı artırma potansiyeli üzerine bazı araştırmalar bulunmaktadır (11).
Karmaşık bilişsel görevlerde performansın iyileşmesi ve seçici dikkatin desteklenmesi üzerine yapılan araştırmalar mevcuttur (12).
Günlük tirozin ihtiyacı bireyin yaşı, sağlık durumu ve diyetle alınan fenilalanin miktarı gibi faktörlere göre değişebilir. Fenilalanin, vücutta tirozine dönüştürülebildiği için ihtiyaç kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Stres veya özel metabolik gereksinimler de tirozin ihtiyacını etkileyebilir. Bu sebeple herhangi bir takviye kullanmadan evvel mevcut durumunuzu öğrenebilmeniz adına bir uzmandan destek almanız önerilir (13, 14).
Tirozin seviyesindeki artış, bazı metabolik bozukluklarla ilişkilendirilir. Tirozinemi, vücudun tirozin metabolize etme yeteneğini sınırlayan enzim eksiklikleri nedeniyle tirozin birikimine neden olduğu bilinen bir durum olarak araştırmalarda belirtilir. Bu araştırmalarda ayrıca, yüksek proteinli diyetlerin veya aşırı tirozin içeren yiyeceklerin tüketiminin de tirozin seviyesinin yükselmesine neden olabileceğinden bahsedilmektedir (13, 14).
Tirozin seviyesindeki artış, farklı semptomlarla ilişkilendirilebilir. Araştırma bulgularına göre, tirozin yüksekliğinin nörolojik sorunlar, gelişimsel gecikmeler, bilişsel bozukluklar ve motor işlev bozuklukları ile bağlantılı olabileceği ifade edilmiştir. Sindirim sistemiyle ilgili bulgular ise kusma ve ishal ile ilişkilendirilmiş ve bu durumun tirozin metabolizmasındaki bozukluklardan kaynaklanabileceği öne sürülmüştür. Ancak, bu belirtilerin bireyden bireye değişebileceği ve her bireyde aynı şekilde ortaya çıkmayabileceği unutulmamalıdır (15).
Araştırmalara göre tirozin eksikliği genetik faktörlerle ilişkilendirilebilir. Tirozin eksikliği, dopamin ve diğer bileşenlerin üretimini etkileyebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, protein açısından zayıf temele sahip olan özel diyet gerektiren bazı durumlar da tirozin alımının kısıtlanmasına yol açabilir ve eksiklik görülebilir. Düşük tirozin içeren diyetler ve bazı metabolik bozuklukların da tirozin seviyelerini etkileyebileceği belirtilmektedir. Son olarak, tirozin eksikliğini saptamak adına bir uzman ile görüşülmesi daha doğru sonuçlar verebilir. Dolayısıyla bir eksikliğiniz olduğunu düşünüyorsanız öncelikle gerekli süreçleri gerçekleştirmeniz önemlidir (16, 17).
Tirozin eksikliği ile gelişimsel gecikmeler ve bilişsel bozukluklar gözlemlenebilmektedir, çünkü tirozinin, nörotransmitterlerin sentezinde rol oynadığı düşünülmektedir. Nörolojik semptomlar arasında titreme ve sertlik gibi durumlar yer alabilir ve bu belirtiler tirozin eksikliğiyle ilişkilendirilmektedir. Büyüme geriliği ve kas zayıflığı da tirozin eksikliğinin belirtileri arasında olabilir. Ayrıca, gözle ilgili semptomlar arasında keratit gibi durumların olabileceği de araştırmalarda belirtilmiştir (16, 17, 18).
Tirozin seviyelerinin yukarıda da bahsettiğimiz besinleri kapsayan, protein açısından zengin besinlerin tüketilmesiyle artırılabileceği ifade edilmektedir. Bu besinlerin düzenli tüketimi, vücudun ihtiyaç duyduğu tirozin miktarının karşılanmasına destek olabilir. Diyetle yeterli miktarda tirozin alınamayan durumlarda, L-tirozin takviyelerinin de kullanılabileceği belirtilmiştir (7 14 17, 19).
Araştırmalarda, yüksek dozda tirozin takviyesinin bazı basit yan etkilerle ilişkilendirilebileceği belirtilmiştir. Bu yan etkiler arasında; mide bulantısı, baş dönmesi ve sindirim rahatsızlıklarının yer alır. Bazı bireylerde, aşırı kullanım ardından hafif baş ağrısı gibi geçici belirtiler rapor edilmiştir. Bu yan etkiler genellikle hafif düzeydedir ve takviye kullanımı bırakıldığında ortadan kalkmaktadır. Herhangi bir takviye kullanmadan evvel öncelikle bir uzmana danışılması önerilir (17, 20).