Magnezyum bisglisinat, magnezyumun iki glisin molekülüne bağlı olduğu şelatlı bir bileşiktir ve bağırsakta dipeptit taşıyıcıları yoluyla emilim için tasarlanmıştır.
Magnezyum, vücutta yüzlerce biyokimyasal süreçte görev alan temel bir mineraldir ve farklı takviye formlarıyla kullanılmaktadır. Bu formlar arasında öne çıkan magnezyum bisglisinat (magnezyum glisinat), magnezyumun iki glisin molekülüyle şelatlı bir şekilde bağlandığı özel bir yapıya sahiptir (1).
Bu yazımızda; magnezyum bisglisinatın ne olduğuna, ne işe yaradığına, faydalarına, hangi besinlerde bulunduğuna, olası yan etkilerine ve daha fazlasına detaylı olarak bakacağız.
Magnezyum bisglisinat, magnezyumun iki glisin molekülüne bağlı olduğu şelatlı bir bileşiktir ve bağırsakta dipeptit taşıyıcıları yoluyla emilim için tasarlanmıştır. Araştırmalar, magnezyum bisglisinatın magnezyum oksit, magnezyum glisinat veya sitrat gibi diğer formlara kıyasla daha yüksek bağırsak emilimine ve doku alımına sahip olduğundan bahsetmektedir. Ayrıca, Caco-2 bağırsak hücreleri ile yapılan diğer çalışmalarda magnezyum bisglisinatın diğer magnezyum türlerine kıyasla daha yüksek geçirgenlik sağladığı görülmüştür (1, 2, 3).
Magnezyum bisglisinat faydalarını araştıran çalışmalarda şu bulgulara rastlanmıştır:
İlginizi Çekebilecek Ürünler!
Magnezyum bisglisinat, genellikle besin takviyesi amacıyla tablet, kapsül ve toz gibi çeşitli oral formlarda bulunur. Magnezyum bisglisinat kullananların genellikle kapsül formunu daha sık tercih ettiğine rastlanmıştır. Formların nasıl kullanılması gerektiği bilgileri ürün üzerinde mevcuttur. Bunların yanı sıra içeriği glisin ile bağlanmış formu sayesinde iyon taşıyıcıları yerine peptit yolları üzerinden taşınır. Çözünebilirlik ve emilim özelliklerini incelemek amacıyla diğer magnezyum bileşikleri ile birlikte formülasyonlarda test edilmiştir. Tüketici takviyelerinde de yer almakta ve araştırmalarda mide-bağırsak üzerinde daha yumuşak etkilere sahip formlar arasında incelenmektedir (1, 4, 6).
Magnezyum bisglisinat takviyesi kullanımını içeren çalışmaların çoğunda günlük tek doz uygulama yapılmış, belirli zaman aralıkları zorunlu tutulmamıştır. İnsan çalışmalarında, emilim ölçümlerini kontrol etmek için açlık protokolleri kullanılmış, bu da zamanlamanın biyoyararlanımı etkileyebileceğini göstermektedir. Hayvan çalışmalarında ise genellikle beslenme sırasında verilmiş ve emilimin zamanlamadan bağımsız gerçekleştiği görülmüştür. Genel olarak takviye kullanımının bir uzman değerlendirilmesinde gerçekleştirilmesi beklenir. Dolayısıyla her bireyin kullanım şekli ve zamanı bünyelerine ve birçok etkene bağlı olarak değişkenlik gösterebilir (2, 5, 7).
Magnezyum bisglisinat yan etkileri üzerine gerçekleştirilen araştırmalar, magnezyum bisglisinatın bazı diğer magnezyum formlarına kıyasla daha az mide-bağırsak yan etkisi ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bazı çalışmalarda bulantı veya ishal gibi hafif yan etkiler gözlenmiş, ancak plasebo gruplarına göre anlamlı fark bulunmamıştır. Emilim karşılaştırmalarında sağlıklı bireylerde belirgin rahatsızlık ya da mide-bağırsak şikâyeti rapor edilmemiştir. Hayvan çalışmalarında yüksek dozlarda dahi kısa süreli kullanımda toksisite veya ciddi yan etkilere rastlanmamıştır (2, 5, 8).
Magnezyum glisinat, magnezyuma bağlı tek bir glisin molekülü içerir. Buna karşılık, magnezyum bisglisinat (veya diglisinat), magnezyuma iki glisin molekülünün bağlandığı şelatlı bir formdur. Bu yapısal fark, bu iki formun bağırsaktaki çözünme ve emilim yollarını etkileyebilir. Glisinat formu genellikle daha zayıf kompleksler oluşturur ve emilim açısından bisglisinata göre daha düşük biyoyararlanıma sahip olabilir (9).
Çalışmalar, bisglisinat formunun özellikle dipeptid taşıyıcıları yoluyla emildiğini ve kandaki magnezyum seviyelerini daha hızlı artırabildiğini göstermektedir. Bu da onu magnezyum eksikliğinin tedavisinde daha etkili bir seçenek haline getirebilir. Özetle, glisinat ve bisglisinat farklı moleküler yapılara ve dolayısıyla farklı emilim potansiyellerine sahip formlardır (10).
Çalışmalarda; magnezyum sitratın kemik magnezyumunu daha iyi yenilediği, bisglisinatın ise kas magnezyumunu koruduğu rapor edilmiştir. Klinik karşılaştırmalarda, sitrat ve bisglisinat arasında kanda ve kırmızı kan hücrelerinde farklı emilim profilleri gözlemlenmiştir. Sistematik incelemeler, her ikisinin de inorganik formlara göre daha yüksek biyoyararlanıma sahip olduğunu, ancak doku tipi ve dozlamaya göre etkilerinin değişebildiğini belirtmektedir (2, 8).
Hayvan deneylerinde, magnezyum bisglisinat ile beslenen farelerde vücut yağında %35’e varan azalma ve enerji harcamasında artış gözlemlenmiştir. Aynı zamanda solunum hızında ve fiziksel aktivite düzeylerinde artış eğilimi de rapor edilmiştir (2).
İnsanlarda yapılan klinik çalışmalar ise ağırlıklı olarak magnezyumun emilim oranı ve kandaki düzeyleri üzerine yoğunlaşmıştır; doğrudan kilo değişimi üzerine yeterli veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, hayvanlar üzerinde elde edilen olumlu sonuçlar umut verici olsa da, insanlar için benzer etkilerin olup olmadığı net değildir (8).
Karşılaştırmalı çalışmalar, magnezyum bisglisinatın sindirim sistemi üzerindeki etkilerini diğer magnezyum formlarıyla kıyaslamıştır. Bulgular, özellikle bağırsak hareketlerinde görülen değişikliklerin bisglisinat kullanımında daha hafif olabileceğini göstermektedir. Bazı araştırmalarda ise bu değişikliklerin, diğer magnezyum türleriyle benzer düzeyde olduğu rapor edilmiştir. Bu da bisglisinatın genellikle daha iyi tolere edilen bir form olabileceğine işaret etmektedir. Ancak yine de bireysel farklılıklar söz konusu olabileceğinden, sonuçlar kişiden kişiye değişebilir (11).
Farklı magnezyum takviyelerinin karşılaştırıldığı insan çalışmalarında, bisglisinatın kabızlık şikayetlerini anlamlı ölçüde artırmadığı bildirilmiştir. Gebeler üzerinde yapılan çalışmalarda da bisglisinat ile plasebo arasında kabızlıkla ilgili sonuçlarda fark bulunmamıştır. Sistematik incelemeler, gastrointestinal etkilerin magnezyum tuzları arasında değiştiğini ve bisglisinatın genellikle daha az sindirim sorunuyla ilişkilendirildiğini göstermektedir. Mevcut araştırmalar bisglisinat ile kabızlık arasında kesin bir bağlantı kurmamaktadır (5, 11).
Magnezyum bisglinat formunda olarak besinlerde bulunmaz. Ancak magnezyum kendi halinde doğal olarak çok çeşitli gıdalarda bulunur. Araştırmalar, tam tahıllar, kuru yemişler, tohumlar, baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelerin belirgin miktarlarda magnezyum içerdiğini göstermektedir (12).
Çalışmalarda ayrıca kakaonun ve bademin ölçülebilir magnezyum içeren gıdalar arasında yer aldığı bildirilmiştir. Besin bileşimi analizlerinden elde edilen veriler, tahıl ürünlerinin bazı toplumlarda magnezyum alımına önemli katkı sağlayabileceğini göstermektedir (13).
Hayvan çalışmalarında magnezyum bisglisinatın, eksiklikten sonra kaslardaki magnezyum seviyelerini koruduğu, diğer formların ise azalttığı bildirilmiştir. İn vitro çalışmalarda ayrıca miyometriyal hücrelerde düz kas gevşemesi üzerinde etkiler rapor edilmiştir (2, 7).
Aç ve tok durumlarının karşılaştırıldığı in vitro çalışmalarda magnezyum bisglisinat emiliminin her iki durumda da yüksek çözünürlük ve biyoyararlanımı koruduğu görülmüştür. Klinik olarak zamanlamaya özel çalışmalar ise sınırlıdır (4).
Magnezyum bisglisinat uyku ilişkisi üzerine yetişkinlerde yapılan bir çalışmada magnezyum takviyesinin uyku kalitesini artırdığı bulunmuştur, ancak bisglisinat formu diğer formlardan ayrı olarak test edilmemiştir (14).
Kontrollü bir çalışmada, magnezyum bisglisinat takviyesinin kalp atım hızı değişkenliği üzerinde etkiler gösterdiği ve plaseboya kıyasla otonom dengeyi etkilediği rapor edilmiştir. Ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır (8).
Hayvan deneylerinde bisglisinat takviyesinin vücut yağını azalttığı ve enerji harcamasını artırdığı rapor edilmiştir. İnsanlarda kilo üzerine etkilerine dair veriler sınırlıdır (2).
Magnezyum bisglisinat bağırsakta dipeptit kanalları üzerinden emildiği için kalsiyum gibi diğer minerallerle rekabeti azaltır. Ancak multivitaminlerle birlikte alımına dair özel çalışmalar sınırlıdır. (1)